26 Nisan 2011

KENDİMLE ROPÖRTAJLAR 2

Nedir bu “International Traniee” programı ve neden ilgini çekti bu kadar?

1 ila 2 yıl arasında değişen bu programları genellikle büyük, uluslararası firmalar düzenliyorlar. Amaç geleceğin yöneticilerini yetiştirmek. Şirket içinde çeşitli rotasyonlar, farklı birimlerde farklı görevler, networking ve sürekli öğrenme üzerine planlanmış bir süreç. Herkesin ilgisini çeker muhakkak böyle bir program diye düşünüyorum. Benim için en önemli tarafı sürekli yeni şeyler öğreniyor olmak ve teoriden ziyade pratik yaparak öğrenmek. Statkraft’ın International Trainee programı da bu söylediklerimi doğrulayan bir süreç vaadediyordu.

StatkraftandME

Peki nasıl karar verdin böyle bir programa başvurmaya?

Bir kaç kez denemiştim aslında böyle bir programa girmeyi. Lafarge’ın bir ilanı vardı mesela bundan üç dört sene önce, ona başvurmuştum. Hatta başvurumu yaptıktan sonra bir kaç kez de ilgili kişiyi arayıp süreçle ilgili sorular sormuştum ama geçiştirilmekten öteye gidememişti açıkçası. International trainee arıyorlardı ama Fransız liselerinden mezunlarına ya da Fransızca bilenlere teveccüh göstermiş olabilirler. Sonra İsveç’le başlayan İskandinav ilgisiyle beraber İsveç’in en büyük inşaat şirketi Skanska’nın traniee programı ilgimi çekti. Başvuru tarihini bekledim ama o sene açmadılar programı. Ekonomik kriz de etkili olmuş olabilir tabi. Ama ben yazıştım bir kaç kez ilgisiyle ama gene çok fazla geridönüş alamadım. Artık bu programlardan umuduğumu kesmek üzereyken Statkraft’ın web sitesinde ilan gördüm ve başvurumu yaptım. Başvurumu yaptım diyorum ama bir haftamı aldı başvurmak bu ilana. Zira cover letter yazmak, diplomalarımın, sertifikalarımın scanlerini almak, başvuru formunu doldurmak baya bir işti açıkçası. Önceki tecrübelerim olumsuz olduğu için başta çok olur gözüyle bakmadığımı itiraf etmeliyim. İlk görüşmeden sonra herşey değişti.

İkinci görüşmeye benimle beraber süreci yaşayan bir arkadaşın verdiği “olumsuz” gazın etkisiyle hırs yapıp çok iyi hazırlandım. O zamana kadar müdahil olduğum ne kadar yayın, rapor, tablo, hesap, kitap ne varsa hazırlayıp gittim görüşmeye. Sorulan her soru için elimde bir döküman vardı yani.

Görüşme süreci nasıldı?

Uzun! Gerçekten çok uzundu süreç. İlk görüşme için arandığımda aylardan şubattı, teklif aldığımda mayıs olmuştu. Belki de normal bir süre bu ama bana gerçekten çok uzun gelmişti. Çok iyi hatırlıyorum ilk görüşme 16 şubatta olmuştu. Dönemlik faranjitlerimden birinin tam ortasında şirkete zombi kıvamında gitmiştim. Bembeyaz bir yüz ve çökmüş gözlerle yapılmıştı ilk görüşme ama performansım iyi olmuş olsa gerek ki ikinci görüşmeye çağrıldım mart ortasında. İkinci görüşmeye benimle beraber süreci yaşayan bir arkadaşın verdiği olumsuz gazın etkisiyle hırs yapıp çok iyi hazırlandım. O zamana kadar müdahil olduğum ne kadar yayın, rapor, tablo, hesap, kitap ne varsa hazırlayıp gittim görüşmeye. Sorulan her soru için elimde bir döküman vardı yani. Küresel ısınma hakkında ne düşünüyorsun dendiğinde bir yayın, su politikaları hakkındaki görüşünüz nedir dendiğinde bir rapor uzatıyordum. Üçüncü görüşme nisan ayında gerçekleşti. Teklif mayısta geldi. Mayıs sonu mevcut işyerime ayrılacağım bilgisini verdim. Haziran sonu ayrılıp temmuz ve ağustos aylarında hayatımda hep yapmak istediğim o “aylaklığı” yaptım.

Nobel ve Ben :)

Şu anda nerdesin, ne yapıyorsun?

İşe ağustos sonunda Bosna gezimden 2 gün sonra İstanbul ofiste başladım. 6 ay Istanbul ofiste çalıştım, onlarca iş seyahati yaptım,3 kez Oslo’ya 1 kez Trondheim’a traniee gathering için gittim. Diğer traniee arkadaşlarla çeşitli eğitimler aldık, workshoplara katıldık. Şu anda Oslo’da yerleşik durumdayım. Rotasyonum gereği 1 sene Norveç’te kalacağım, sonra İstanbul ofise geri döneceğim. Şimdilik plan bu ancak planlar değişebilir.

DSC01681 DSC01682 DSC01683

Bu blog, 2011 İskandinavya turum sırasında, Malmö’den Göteborg’a giderken trende yazılmış; yazılırken Travis’ten Last Train, Flowers in the Window; Pink Martini’den Hey Eugene; Reamonn’dan Tonight dinlenmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popular Posts