01 Aralık 2005
Vize
Sımsıcak bir güne uyandım bu sabah. Bütün gece aklımın bir köşesinde güzel uykumu kaşıyan o acaip stres ve karnımda küçük bir ağrı vardı. Heyecanlıydım. Dönemeçler iki ucu farklı dünyalardır ve ben yepyeni bir dünyaya adım atmak için 5,5 aydır çabalıyorum, bu çabamın karşılığını almak istiyorum, sonuna kadar,dibine kadar.Bir de sınav var bugün. Hiç umursamıyorum,düşündüğüm tek şey Amerikan vizesi. Ya alamazsam, acaba yanlış bir şeyler söyledim mi vize görüşmesi sırasında, alamazsam kime suç bulacağım, kendime mi,konsolosluktaki tombul bayana mı,ya da ...Bir sürü soru aklımı kemiriyor. Endişem heyecanımı gölgeliyor!
Konsoloslukta ...Saatin ikiye yaklaşmasıyla istiklal’in kalabalığından konsolosluğun tenha mekanına doğru ilerlemeye başladım. Tenha mı demiştim, yanılmışım. Benim gibi pasaportlarını almak için gelenler konsolosluk binasının önünde küçücük bir kuyruk oluşturmuşlar bile. Ben de geçtim küçük sıranın arkasına. Sıra bana geldiğinde içi bilimum defter ve kitapla dolu koca çantamı görevliye verdim,o çantamın içinde bomba olup olmadığımı ararken diğer görevli de benim üstümü mıncık mıncık aradı.Neyse girdik kapının içine. Verdim pasaport alım fişini görevliye. Eli önce değerlendirme yapılmadığı belli pasaport bölümüne gitti,içinden bir tane çıkardı.Hayır olamaz, bunu bana yapamazsınız diye avaz avaz bağırmaya başlayacaktım ki, kadın yanlış pasaportu aldığını anladı ve bana benimkini uzattı.Bakamayacağım,kalbim küt küt,nefesim daraldı.Kendimi attım kapıdan dışarı,önce derin bi nefes aldım sonra sıranın önünden geçerken pasaportu karıştırmaya başladım...J1 vizem yaldızlı kağıda basılmış,fiyakalı,edalı edalı bana sırıtıyordu.“YES,THAT’S IT” diye hafiften bi sevindim. Boğazım düğüm düğüm olmuştu.Ağlamamak için kendini zor tuttum. İstiklalin kalabalığına kattım bedenimi, kocamandım sanki herkesten, daha çok mutlu,daha çok umutlu.Velhasıl vizemi aldım.2-2,5 hafta sonra uçuyorum.Uçuştan sonra Amerika maceramı anlatmaya başlarım artık.İyi bakın kendinize.Hepinizi seviyorum.
28.05.2002
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popular Posts
-
Budapeşte'de çok kısa süre kaldım ama görülmesi gereken yerleri gördüm diye düşünüyorum. Bu şehri şu şekilde tanımlayabilirim sanırım : ...
-
Trenler bakıma alındığından bu yana uçmadığımı anlıyorum, çünkü ilk defa Oslo Gardermoen havaalananına otobüsle gidiyorum. Otobüsle ulaşım...
-
“Şehrimi, buraya palmiye diken zihniyete hiçbir zaman teslim etmeyeceğim.” Enis Ayar (filmden) Konu Karadeniz ve doğa sevgisi olunca akla he...
-
Askerdeyken kişisel gelişimle ilgili sinir bozucu kitaplardan birini okumuştum. Adını hatırlamıyorum bile ama sürekli tavsiyelerde bulunan b...
-
Türkiye'de kurumsallaşmanın uğramadığı sektörleri saymaya başlarsak akla ilk gelecek sektör sanırım "inşaat" olacaktır. Bunun...
-
-
Bu bir doğumgünü yazısıdır. Bir doğum günü yazısında insan nelerden bahsetmeli bilmiyorum açıkçası zira ilk defa yazıyorum böyle bir yazı. A...
-
ÇOK ARADIM SONUNDA BULDUM! devam yazısıdır... Kalem ve defterlerin profesyonel hayatta enteresan rolleri vardır. Statü gösterirler aynı za...
-
Please click on the link to go to original interview page: ...
-
GÖLDEN BALÇIĞA Boyutlar Ekonomik, Demografik, Çevresel, Yönetim, Toplumsal/Kültürel Belirleyici Etkenler Bireysel ve kurumsal gelirler / ma...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder