01 Aralık 2005
Sonlara Doğru ...
Amerika maceramın gerçekleşmesine bir kaç hafta kala biraz önce nette aval aval dolanırken bir de baktım ki en sevdiğim :)havayolu şirketi lufthansa öğrencilere özel indirimler uygulamaya başlamış hem de ekim 2002 e kadar geçerli bir fiyat listesini sitesine ekleyivermiş. Chicago, Newyork, Boston 528 dolar.Oh be rahatladım.ben en az 600 dolar öderim diyodum uçak biletine.Allah razı olsun.ne diyeyim daha.
Şimdilerde ise yaşadığım farklı bir duygu var.Hani bir şeyi çok istersin olması için sürekli uğraşırsın.onunla yatar onunla kalkar,iki lafından biri o olur ya.(Benim de Amerika olayım öyle bir şey)Ve gün gelir elde edersin onu.işte o zaman kavuşulan sevgili artık sevgili değildir ya bende şimdilerde öyle bir hissiyat deryasındayım.Ne iş ya. İnsanoğlu nasıl bir şey böyle.neyse artık kendimi motive edip,durulan heyecanımı kamçılayıp dünyanın öbür ucuna kanımda bol miktarda adrenalin,kalbim güm güm gitmek istiyorum.
Bu arada tarih çoktan 20 nisan 2002 oldu ama bahar hala gelmedi.kül rengi bir gökyüzü her sabah kalktığımda bana kirli kirli sırıtıyor ve soğuk gecenin bana armağanı boğazımdaki acı canımı sıkıyor.Artık yeşillensin etraf,güneş ısıtsın yüzümü,kanım kaynasın biraz. Yavaş yavaş bir ayrılık şarkısı söyler pozisyonuna giriyorum aslında. Dilimde insanın içini sızlatan,sözünü hiç sakınmayan bir şarkı,dümdüz,imasız ama samimi.Eski beni hatırlıyorum,pısırık,kendine güvenmeyen,evden dışarı adım atarken dahi bin kere düşünen,asosyal ve yalnız.şimdiki beni karşılaştırıyorum ve ne kadar değiştiğimin ayrımına varıyorum ama baki kalan tek şey yalnızlık;MFö şarkısında yalnızlık ömür boyu demiyor muydu? :) İçimdeki çocuk-yine aynı geyik demeyin lütfen- belki de bu cesur tavrımın sahibi. Yani parayı nasıl denkleştireceğimi dahi kestirmeden dalmıştım bu puslu maceraya. Kredi çıkmayabilir,hiçbir yerden burs,kimseden de borç alamayabilirdim. Nasıl bir oyundu ki oynadığı çocuğumun bütün parçalar zaman içinde geldi oturdu yerlerine.hiç birşey olmayabilir, kocaman bir hayal kırıklığı, belki derin bir küsüş hayata ya da küçük ölçekte bir depresyon yaşayabilirdim sonuçta.kim bilir? ama olmadı işte.
Hikayemin devamı gelecek gibi...
20.04.2002
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popular Posts
-
Budapeşte'de çok kısa süre kaldım ama görülmesi gereken yerleri gördüm diye düşünüyorum. Bu şehri şu şekilde tanımlayabilirim sanırım : ...
-
Trenler bakıma alındığından bu yana uçmadığımı anlıyorum, çünkü ilk defa Oslo Gardermoen havaalananına otobüsle gidiyorum. Otobüsle ulaşım...
-
“Şehrimi, buraya palmiye diken zihniyete hiçbir zaman teslim etmeyeceğim.” Enis Ayar (filmden) Konu Karadeniz ve doğa sevgisi olunca akla he...
-
Askerdeyken kişisel gelişimle ilgili sinir bozucu kitaplardan birini okumuştum. Adını hatırlamıyorum bile ama sürekli tavsiyelerde bulunan b...
-
Türkiye'de kurumsallaşmanın uğramadığı sektörleri saymaya başlarsak akla ilk gelecek sektör sanırım "inşaat" olacaktır. Bunun...
-
-
Bu bir doğumgünü yazısıdır. Bir doğum günü yazısında insan nelerden bahsetmeli bilmiyorum açıkçası zira ilk defa yazıyorum böyle bir yazı. A...
-
ÇOK ARADIM SONUNDA BULDUM! devam yazısıdır... Kalem ve defterlerin profesyonel hayatta enteresan rolleri vardır. Statü gösterirler aynı za...
-
Please click on the link to go to original interview page: ...
-
GÖLDEN BALÇIĞA Boyutlar Ekonomik, Demografik, Çevresel, Yönetim, Toplumsal/Kültürel Belirleyici Etkenler Bireysel ve kurumsal gelirler / ma...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder