01 Aralık 2005
Heyecanlar & Endişeler
Tarih 2 Mart oldu bile. Ocak ayından beri sürekli araştırdığım, tanıtım toplantılarına katıldığım, randevularına gittiğim "Work and Travel in USA" fiyakalı, albenili isimli organizasyona en sonunda başvurumu yaptım. İlk zamanlarda heyecandan uyuyamadığım, konuşmaktan bıkmadığım, usanmadığım bu Amerika macerası şimdi beni endişelendirmeye, hatta korkutmaya başladı bile. Aklımda bir sürü soru, cevaplarını bekliyorlar. Adam gibi iş bulabilecek miyim, nerde kalıcam, en azından babamdan, arkadaşlarımdan aldığım borçları ödeyebilecek kadar para kazanabilecek miyim? Kocaman bir sorunum daha var! O da yanımda hiç arkadaşım yok! Şirkete söyledim ama onların da pek umrunda görünmüyor? Hadi her şey haloldu, işimi buldum, kalacak yerimi de, peki orda tek başına kudurursam. Bilmediğim insanlar, tanımak için can atıyorum ama başka bir kültür, bambaşka hayat tarzları, anlayışları. Dünya vatandaşı olmak istek listemin başında. Belki bu cesaretin kaynağı da bu. Bu korkularım da yaşanmalı ki, oraya gidip güzel günler yaşadığımda bir şeyler başardığımı daha iyi kavrayayım.
Temenniler! İnsanın kendini rahatlatmak için kendi kendine konuşması gibi bir şey bu yazdığım yazı. Daha az delice olsun diye yazıyorum işte. En azından kimse duymuyor. Neyse işte. Amerika maceramın başında bu aralar içimde kıpır kıpır bir heyecan, hemen yanıbaşında ise onu gölgeyen ondan biraz büyük bir endişe yumağı var. Umarım zaman geçtikçe bu yumak usul usul açılır ve inşallah yumak beni sarmaz. Bir de en büyük endişem bu yaz herşeyimi buna bağladım. Vize alamazsam hayal kırıklığımın yanında bir de bomboş bir yaz görünüyor ufukta. Bekleme sürecindeyim şimdilerde. Okulum da yeni başladı bu hafta. Ona vakit ayırayım bari bu süre zarfında.
02.03.2002
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Popular Posts
-
Budapeşte'de çok kısa süre kaldım ama görülmesi gereken yerleri gördüm diye düşünüyorum. Bu şehri şu şekilde tanımlayabilirim sanırım : ...
-
Trenler bakıma alındığından bu yana uçmadığımı anlıyorum, çünkü ilk defa Oslo Gardermoen havaalananına otobüsle gidiyorum. Otobüsle ulaşım...
-
“Şehrimi, buraya palmiye diken zihniyete hiçbir zaman teslim etmeyeceğim.” Enis Ayar (filmden) Konu Karadeniz ve doğa sevgisi olunca akla he...
-
Askerdeyken kişisel gelişimle ilgili sinir bozucu kitaplardan birini okumuştum. Adını hatırlamıyorum bile ama sürekli tavsiyelerde bulunan b...
-
Türkiye'de kurumsallaşmanın uğramadığı sektörleri saymaya başlarsak akla ilk gelecek sektör sanırım "inşaat" olacaktır. Bunun...
-
-
Bu bir doğumgünü yazısıdır. Bir doğum günü yazısında insan nelerden bahsetmeli bilmiyorum açıkçası zira ilk defa yazıyorum böyle bir yazı. A...
-
ÇOK ARADIM SONUNDA BULDUM! devam yazısıdır... Kalem ve defterlerin profesyonel hayatta enteresan rolleri vardır. Statü gösterirler aynı za...
-
Please click on the link to go to original interview page: ...
-
GÖLDEN BALÇIĞA Boyutlar Ekonomik, Demografik, Çevresel, Yönetim, Toplumsal/Kültürel Belirleyici Etkenler Bireysel ve kurumsal gelirler / ma...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder